Laura Marks, İslam Düşüncesi, Çağdaş Sanatlar ve Sinema
HAYAL PERDESİ - Gündem 17.11.2014

Laura Marks, İslam Düşüncesi, Çağdaş Sanatlar ve Sinema

 
Simon Frazer Üniversitesi (Vancouver, Kanada) profesörlerinden Laura Marks, 13 ve 14 Kasım 2014 tarihlerinde İstanbul Şehir Üniversitesi ve Bilim ve Sanat Vakfı’nda iki konuşma yaptı. İslam düşüncesi ve çağdaş sanat pratikleri arasındaki bağı günümüze taşıyan ve sinema dâhil günümüz görsel sanatlarında İslam düşünürlerinin izlerini keşfe çıkan araştırmalarıyla Laura Marks, genç araştırmacı ve sanatçılara esin kaynağı oluyor.
 
"Bir Halı gibi Düşünmek: İslam Sanatı ve Yeni Medya Sanatı"
(Thinking like a Carpet: Islamic Art and New Media Art)  
13 Kasım 2014
 
Laura Marks'ın konuşması Enfoldment and Infinity: An Islamic Genealogy of New Media Art başlıklı kitabında geliştirdiği tezlere bir bakış gibi görülebilir. Marks, İslami sanatları ile yeni medya sanatı arasında tespit ettiği bazı bağlantılar, devamlılıklar üzerinde yoğunlaştığı konuşmasında, öncelikle "anikonizm" kavramını merkeze oturtmaktadır. İkon kırıcı veya taraftarı olmama, tasvire karşı kayıtsızlık olarak görülebilecek bu tutum her iki sanatın ortak yanıdır. İkisi de tasvire uzak durur. Her ne kadar bilgisayar tabanlı sanatlarda tasvire rastlansa da, yazılım medyasında rastlanmaz. İslami sanatlar ise tasvirden uzak durarak her türlü yaratıcı imge yapma pratiğini üreterek günümüz medya sanatlarına alan açmıştır.  Allah'ı tasvir etmekten imtina eden İslam sanatları ve düşüncesi böylece çok güçlü soyutlamalar yaratmıştır. Gösterim yerine performans üzerine kurulu olan bu pratikler, Deleuze ve Guattari'nin "non-organik" kavramı doğrultusunda sanatsal yaratımı, formların farklılaştığı ve çoğaldığı,  kendi kendini yeniden ürettiği bir canlılığa dönüştüğü yaşam olarak görmek mümkündür. Piksel ve halı ilmekleri arasındaki performans olanaklarından hareket eden Marks,  Türk, İran ve Kafkas halılarının "okuması"yla tezlerini örnekledi.
 
"Bir Akan, Yoğunlaşan İmgeler Dünyası: Molla Sadra Sinema Araştırmalarıyla Beraber"
(A World of Flowing, Intensifying Images: Mulla Sadra Meets Cinema Studies) 
14 Kasım 2014
 
Laura Marks  "Doğu İslam felsefesinde 'imgelemsel alan (âlem)' kavramı sinema araştırmalarının hayal gücünü zenginleştirebilir" fikrinden hareket ettiği bu konuşmasında Molla Sadra'nın  "hayal âlemi" kavramını merkeze aldı. Hayal âlemi bir bakıma "gerçek" dediğimiz duyular âleminden daha hakikidir, çünkü duyularüstü âlemin gerçeklikleri imgelemsel algıya açıktır. Hayal melekesi Batı düşüncesinde de mevcut bir kavramdır. Deleuze'ün felsefesine dayanan Marks'a göre Sadra'nın hayal âlemi bir akış halindedir ve giderek yoğunlaşır; kolektiftir, genleşir ve maddeden daha gerçektir. Bu bakımdan onun felsefesi Spinoza, Leibniz ve Whitehead gibi felsefecilerin görüşleriyle kıyaslayabileceğimiz bir süreç felsefesidir. Marks, hayal âleminin gerçekliğe akışına Joana Hadjithomas ve Khalil Joriege tarafından yapılan The Lebanese Rocket Society filmini örnek verdi. Lübnan'ın tarihinde kayıtlı olmayan bir roket üretimi girişimini, canlandırma tekniklerini de kullanarak hayal âleminde üreten yönetmenler, gerçekten daha gerçek bir olayı imgelemimize kaydetmeyi başardılar. Marks, konuşmasında Sadra ve diğer Müslüman düşünürlerin düşüncelerinin ışığında filmlerin okunmasının yeni ufuklar açacağını belirtti. (Nezih Erdoğan)*
 
  
*Prof. Dr.
ARKADAŞINA GÖNDER:
Ad Soyad:
Email Adresiniz:
Arkadaş(lar)ınızın Email Adresi:

birden fazla email adresi yazacaksanız boşluk ile ayırmalısınız.
NOTUNUZ:
Bilim ve Sanat VakfıKüre YayınlarıKlasik Yayınlarıİstanbul Şehir Üniversitesi
Hayal Perdesi © 2010 - hayalperdesi@hayalperdesi.net Yayımlanan malzemenin bütün hakları Hayal Perdesi’ne aittir. Kaynak göstererek alıntılanabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına, reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir..