Bu yılki Akademi ödüllerini toplayan Atmaca veya (Cahilliğin Umulmayan Erdemi)’nin yönetmeni Alejandro González Iñárritu, Paramparça Aşklar Köpekler’den (Amores Perros, 2000) bu yana dikkatleri üzerine çekiyor. Hollywood'un cömertçe ödüllendirdiği yönetmen şimdilerde, Hollywood film endüstrisi ve süper kahraman uyarlamalarına getirdiği eleştirilerle çoğunluğu memnun eder şekilde gündemde. Garip görünen bu durum, yönetmenin diğer filmleriyle birlikte düşünüldüğündeyse bütün garipliğini ve ilginçliğini kaybediyor.
González Iñárritu, Guillermo Arriaga ile yollarını ayırmadan önce ikili “Ölüm Üçlemesi” - Paramparça Aşklar Köpekler, 21 Gram (21 Grams, 2003), Babil (Babel, 2007)- başlığıyla anılan filmlerde iç içe geçmiş hayatları konu alan anlatım tekniğini olgunlaştırır. On altısında okuldan uzaklaştırılan ve çalıştığı kargo gemisinde dünyayı dolaşma fırsatı bulan yönetmen, Meksika sınırının ötesine uzanan bir farkındalığa ve düşünceye sahip. İster karakterlerin hayatları 21 Gram’da olduğu gibi birbiriyle kesişsin, ister Babil’de olduğu gibi birbirinden haberdar olmayan karakterler bir konu etrafında bir araya gelsin, üç film de bu düşüncenin bir sonucu olarak karşımıza çıkar: küreselleşme.
(Nesibe Sena Arslan)
-Yazının devamı Hayal Perdesi 45. sayıda-