Demirkubuz'un Amentüsü
HAYAL PERDESİ - Gündem 26.11.2015

Demirkubuz'un Amentüsü

Doğruyu söylemek gerekirse Zeki Demirkubuz’un Bulantısına daha çok Yeraltı’ndan kalan bir önyargıyla gittim. “Yine kapalı bir mekânda, yine karanlık bir fonda, çıkmaz sokaklarda dolaşıp duran, yarım bırakılmış cümlelerle” ayrılmaktan mülhem “yeter” duygusu. Ancak Bulantı içtenlikle anlattığı yarı otobiyografik öyküsünü net bir önermeyle bitirerek önyargılarımın çoğunu boşa çıkardı. Şaşırtıcı ve etkileyici!

Filmin benzerleri gibi işaret etmeye değer pek çok yönü var elbette. Senaryosu, kurgusu, -yönetmenin başrolü üstlenmesi, eserlerden yapılan doğrudan alıntılar gibi- kimi kusurları ve başarılarıyla, denediği çeşitli çekim teknikleri, oyunculukları ve karakterleriyle tartışılmaya değer. Ancak bu kısa değerlendirmede önyargımı gideren asıl unsur, yani filmin bağlandığı nokta üzerinde durmak istiyorum.

Kendisinden ayrılan eşi ve çocuğunun ölüm haberini beklemediği bir anda alan umarsız kahramanımız aslında değer vermediği “tipik sevgili” tarafından da bir süre sonra terk ediliyor. Nispi refahı ve sınıfsal konforuna rağmen trajik bir yalnızlık çeken akademisyen karakter, karşılaştığı eski bir öğrencisiyle geçici ve olaylı bir ilişki yaşadıktan sonra ev işlerine yardımcı olan ve iki çocuğu ile hayatta kalmaya çalışan dul kapıcı kadınla giderek yakınlaşıyor. (İshak Arslan)

Yazanın tamamını Hayal Perdesi’nin 49. sayısında okuyabilirsiniz.

ARKADAŞINA GÖNDER:
Ad Soyad:
Email Adresiniz:
Arkadaş(lar)ınızın Email Adresi:

birden fazla email adresi yazacaksanız boşluk ile ayırmalısınız.
NOTUNUZ:
Bilim ve Sanat VakfıKüre YayınlarıKlasik Yayınlarıİstanbul Şehir Üniversitesi
Hayal Perdesi © 2010 - hayalperdesi@hayalperdesi.net Yayımlanan malzemenin bütün hakları Hayal Perdesi’ne aittir. Kaynak göstererek alıntılanabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına, reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir..