Suç ve Şiddetin Sıradanlaşması
HAYAL PERDESİ - Gündem 08.02.2016

Suç ve Şiddetin Sıradanlaşması

Şili’de, 1973 yılında ABD desteğiyle gerçekleştirdiği askeri darbeyle iktidara gelen ve icraatlarıyla kısa sürede “kanlı diktatöre” dönüşen General Augusto Pinochet, aynı zamanda dünyanın en büyük kokain işleyicisi ve ihracatçısı olan ülkesindeki uyuşturucu tacirleri, nam-ı diğer “narcolarla” da büyük bir mücadeleye girişmişti. Bu kapsamda, ülkede uyuşturucu üretimi yapılan otuz üç laboratuvar kapatılmış, üç yüz kırk altı uyuşturucu satıcısı tutuklanmış ve kurşuna dizilmişti. Ancak Pinochet’nin kurşuna dizdirdiği narcolardan biri olan Mateo Moreno, ölü taklidi yaparak kurtulmayı başarmış ve “teklifi kendi talebini yaratan harika bir ürün” olarak isimlendirilen “kokain” ile dünyada yalnız başına kalmıştı. Bu mucizevi kurtuluşun ardından Şili’de kalamayacağını anlayan “hamamböceği” lakaplı Moreno, kokaini doğru bir pazara sokabilmek amacıyla yeni bir ülke ve ortak arayışına girişmişti. Sonunda, Latin Amerika’nın en iyi kaçakçılarının ülkesi Kolombiya’da karar kılan Moreno’nun ortağı ise ilerleyen yıllarda dünyanın en büyük uyuşturucu baronu ve suçlularından birine dönüşecek Pablo Escobar olmuştu.

Moreno’nun teklifine kadar sigara, alkol ve marijuana kaçakçılığıyla ün yapan Escobar, yeni ortaklığı sonrası kokaini hızla dünya pazarına açacaktı. Escobar, 1989 yılına gelindiğinde, kokainden yıllık beş milyar dolar kazanan bir suç imparatorluğunun patronuna dönüşecekti. Escobar, 1993 yılında kırk dört yaşında öldürülüşüne kadar karıştığı yüzlerce şiddet ve terör olayıyla ülkesinde ve dünyada en fazla konuşulan ve aranan suçlulardan biri olacaktı.

En büyük pazarını Miami merkezli olarak ABD’de kuran Escobar, kokaini yaygınlaştırması ve kazandığı devasa paralar nedeniyle Kolombiya ve ABD hükümetlerinin hedefi hâline gelmişti. Escobar kokain, suç ve şiddetin yanı sıra acımasızlığı, hırsı, zekâsı, siyasete olan ilgisi, kısa bir süre yaptığı milletvekilliği ve sıra dışı yaşantısıyla yirminci yüzyılın son çeyreğinde iz bırakan önemli fenomenlerden birine dönüşmüştü.

Kısa yaşantısına devlet uzantılı ve ulusaşırı büyük bir suç ve şiddet imparatorluğu sığdıran Escobar, şimdilerde hayatını konu alan ABD yapımı Narcos isimli diziyle yeniden gündemde. 28 Ağustos’ta ABD’de gösterime giren Narcos, Escobar’ın hayatından yola çıkarak, güç, iktidar, şiddet kavramları özelinde mafya ve siyaset ilişkisini ele alıyor. Suç ve şiddetin sıradanlaşarak, gündelik hayata etkilerini yoğun aksiyon sahneleri ve zeki bir kurguyla ekrana yansıtan Narcos, toplum ve devletin kılcal damarlarına sirayet eden suç ve şiddet olgularının ortaya çıkarttığı politik, ekonomik ve sosyolojik çürümeye Kolombiya üzerinden gerçekçi bir okuma imkânı sunuyor. (Sadık Şanlı)

Yazanın tamamını Hayal Perdesi’nin 50. sayısında okuyabilirsiniz.

 

ARKADAŞINA GÖNDER:
Ad Soyad:
Email Adresiniz:
Arkadaş(lar)ınızın Email Adresi:

birden fazla email adresi yazacaksanız boşluk ile ayırmalısınız.
NOTUNUZ:
Bilim ve Sanat VakfıKüre YayınlarıKlasik Yayınlarıİstanbul Şehir Üniversitesi
Hayal Perdesi © 2010 - hayalperdesi@hayalperdesi.net Yayımlanan malzemenin bütün hakları Hayal Perdesi’ne aittir. Kaynak göstererek alıntılanabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına, reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir..