Söyleşi
Barış Özbiçer SÖYLEŞİ:Zeynep Turan "Her şey biraz taklitle başlıyor. Bir şeyi görüp beğeniyorsunuz ve üzerine kendi yorumunuzu koyuyorsunuz. Her şey çokça yapılmış; çok özgün bir iş artık nadir çıkıyor. Ama siz bunu yapmaya devam ediyorsunuz. Bir şeyi tekrar etmenin de bir meziyet olduğunu düşünüyorum."
25.07.2014 “Özgün bir iş nadiren çıkıyor”
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencisiyken müzik kariyerinin yanı sıra sinemayla da ilgilenmeye başlayan Barış Özbiçer, Bal (2010) filmi ile 29. Uluslararası İstanbul Film Festivali'nde En İyi Görüntü Yönetmeni ödülünü almıştı. Nasıl bir çalışma tarzı olduğuna dair birçok ipucu yakaladığımız Barış Özbiçer ile görüntü yönetmenliğini yaptığı Çoğunluk (2010), Bal ve Yozgat Blues (2013) üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
 
Öncelikle sinemaya ne zaman ve nasıl ilgi duymaya başladınız?
Yaklaşık on beş-on altı yaşlarındaydım. O ara kardeşimle beraber bulunduğumuz bir müzik grubumuz vardı. Komik belki ama samimi olmak gerekirse sinemaya ilgim Oliver Stone'un The Doors (1991) filmini izleyince başladı. Yapılandırmaya çalıştığım bir müzik kariyerim vardı. Karakter olarak da Jim Morrison’ın hem müzikle hem sinemayla uğraşıyor olması çok hoşuma gitmişti. Biraz özentiyle başladı diyebilirim o yüzden. Lise bittikten sonra da Marmara Güzel Sanatlara girdim ve öğrencilik hayatım başladı. İkinci senenin sonuna doğru müzik kariyerim hâlâ devam ediyordu. 
 
Ne tür müzikle uğraşıyordunuz?
Indie rock… Daha çok cover çalıyorduk. Radio Days diye bir gruptu. Alternatif grupların coverlarını çalıyorduk. Kendi parçalarımız da vardı. Yarışmalara katılıyorduk. Kemancı, Roxy gibi yerlerde çalıyorduk. Bir gece Bambi’de otururken yanıma benden biraz daha yaşlı biri geldi. Uzun saçlı, çok havalı biriydi. “Ben yönetmenim, bir sinema filmi çekeceğim. Konusu dönem olacak ve Hezarfen’in hayatını anlatacak. Size de bir rolüm var.” dedi. Bahsettiği rol de sarayda padişahın içoğlanı… Benim bir ikiz kardeşim var. Bu teklif ikimize yapılmıştı aslında. Ben kardeşime hiç sormadan, hiç de tereddüt etmeden kabul ettim. Kardeşimle birbirimize girdik. O fazla sevmez kameranın önüne geçmeyi. Bir şekilde onu da ikna ettim. Daha sonra biz sete gidip gelmeye başladık. Set fotoğrafçısı eksikleri vardı. Ben de iki senedir fotoğraf çekiyordum. Budalaca bir özgüvenle ben yaparım dedim. Fotoğraflarıma baktılar, iyi dediler. Kartal Tibet yürütücü yapımcılığını yapıyordu. Onlar kabul edince ben de negatiflerimi aldım. Arkadaşımdan ikinci bir kamera ödünç aldım; başladım çalışmaya. Ama her iş gibi bunun da bir disiplini var. Oyuncuları sahne çekildikten sonra orada tutamamalar, zamanlamaları doğru ayarlayamamalar vs. derken çok iyi bir performans göstermediğimi düşündüler. Bir gün Tophane’de açık hava sahnesi çekerken birçok gazeteci mekândan ayrılırken tek bir kişi kalmıştı; fotoğraf çekmeye devam etti o kişi. Hemen anladım ve gidip konuştum. Siz bir fotoğrafçıyla anlaştınız herhâlde diye sordum. Onlar da evet ama senin de kalmanı istiyoruz dediler. Ben de on sekiz yaşının verdiği heyecanla hayır olmaz deyip seti bıraktım.
 
Görüntü yönetmeni olarak devam etme fikri nasıl gelişti?
Bir iki hafta sonra da Ortaköy’de tekrar karşılaştık Mustafa Altıoklar ile. Sen gelip benim altıncı asistanım olacaksın ve seti bitireceksin dedi. Elime bir tane V8 kamera verdiler. Kamera arkası çekmeye başladım. O sırada kamera ekibiyle bir samimiyet kurdum. O filmdeki birinci kamera asistanıyla sonradan çok iyi dost olduk. Benim ustalarımdan biridir Zekeriya Kurtuluş. Onunla çok uzun bir yolculuğa çıktık, ben Londra'ya yüksek lisans yapmaya gidene kadar. Sinemayla tanışmam bu şekilde gerçekleşti; çok fazla rastlantıyla ama çok da isteyerek.
 
 
(Söyleşinin tamamını Hayal Perdesi'nin 41. sayısından okuyabilirsiniz)
ARKADAŞINA GÖNDER:
Ad Soyad:
Email Adresiniz:
Arkadaş(lar)ınızın Email Adresi:

birden fazla email adresi yazacaksanız boşluk ile ayırmalısınız.
NOTUNUZ:
Bilim ve Sanat VakfıKüre YayınlarıKlasik Yayınlarıİstanbul Şehir Üniversitesi
Hayal Perdesi © 2010 - hayalperdesi@hayalperdesi.net Yayımlanan malzemenin bütün hakları Hayal Perdesi’ne aittir. Kaynak göstererek alıntılanabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına, reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir..