Hayal Perdesinin Gözünden
Türk Sineması Araştırmaları
16.04.2015 Enayi Toplumun “En İyisi” Ya da “Enayisi” Betül Durdu
Dünya prömiyerini Locarno Film Festivali’nde yapan ve Türkiye’de 34. İstanbul Film Festivali kapsamında gösterilen Yury Bykov’un Enayi (TheFool, 2014) filmi seyirciyi de içine alan distopik ve bir o kadar da gerçeğe yakın bir dünya kuruyor. Yury Bykov, Enayi filmi ile son dönem Rus sinemasında sıkça karşılaştığımız sistem eleştirisi içeren filmlere bir yenisini daha eklemiş oldu. Bir önceki filmi Komiser (Mayor, 2013) gibi Enayi de bürokratik suç temasının etrafında şekillenen bir film.

Enayi, belediyede çalışan sıradan bir tesisatçının yüzlerce insanın yaşadığı binalardan birinin her an yıkılabileceğini fark etmesi üzerine bürokrasiyle giriştiği zorlu mücadeleyi anlatıyor. Bykov’un hikâyeyi tek gecelik bir zaman dilimine sığdırarak sağladığı yoğun anlatımı ve kamerasını şehrin alt sınıflarının yaşadığı mekânlara çevirmesi, seyirciyi hikâyenin içine hapsederek klostrofobik bir havaya sokuyor. Yönetmen, filmlerinde sıkça kullandığı karakter ile birlikte hareket eden kamera sayesinde sıkı bir gerilim yaratıyor.

Dostoyevski’nin Budala adlı romanından esinlenen senaryosuyla film, hırsızlığın normalleştirildiği bir toplumda tesisatçı Dima’nın (Artyom Bystrov) toplum tarafından enayi, bürokrasi tarafından ise işgüzarlıkla suçlanmasına rağmen doğruların peşinden gitmesinin nelere mal olabileceğine işaret etmekte. Film, erdemli davranmanın enayilik olarak nitelendirildiği ve cezasız bırakılmadığı bir toplumu tek başına değiştirmenin imkânını sorguluyor. Binada yaşayan insanların hayatını kurtarmak için şehrin idari heyetinin karşısına çıkan Dima, kendini bir anda insanların nasıl kurtarılacağının değil de kimin daha çok rüşvet aldığına dair bir tartışmanın içinde bulur. Dima yozlaşmanın ötesinde, çoktan çürümüş bürokrasi karşısında insanları kurtarmak için bir çare ararken, bürokrasi ise yolsuzluklarının üstünü nasıl kapatacağı konusunda bir çıkış yolu aramaktadır. Filmdeki haliyle daha ziyade organize suç örgütünü andıran bürokrasi, yaptıklarını kendince kaliteli yaşamın herkese yetecek bir şey olmadığı gerekçesiyle temellendirir. Filmdeki yolsuzluğun ifade biçimi ilk başta fazlaca aleni ve gerçeğe aykırıymış hissi uyandırsa da, Rusya’nın rüşvet mevzusunda efsaneleşmiş imajını göz önünde bulundurmak filmin gerçekliğini sağlamaya yetiyor.

Yury Bykov, Enayi’de önceki filminden farklı olarak bu sefer eleştiri oklarını topluma ve sadece bir sahnesinde geçse bile dine de yöneltiyor. Enayi filminin yansıttığı toplum en az bürokrasisi kadar yozlaşmış, hatta idari heyet tarafından can sağlığı dahi umursanmayacak kadar çürümüş bir toplum. Dima’nın canı pahasına yıkılmak üzere olan binaya gidip orada yaşayanları kurtarabilmek için attığı “Bina çöküyor!” çığlıklarını ise yönetmenin toplumun çöktüğüne dair uyarısı olarak nitelendirmek mümkün. Ayrıca filmde yaptıkları için bir anlık pişmanlıkla Tanrı’nın kendilerini affetmesini dileyen belediye başkanına idari heyet üyesinin “Bu hayatı yaratan, bizi böyle yaşatan da Tanrı zaten.” diyerek karşılık vermesi yönetmenin dine getirdiği ince bir eleştiri olarak karşımıza çıkıyor. Film, son dönem Ortodoks kilisesinin gittikçe artan siyasi gücüne de gönderme yapıyor. Bykov, filmde çok yönlü eleştirisinin dozunu dengelemeyi başarıyor.
 
 
YORUM YAZ:
Ad Soyad:
Yorumunuz:
Kalan: (Sadece 600 karekter olabilir)
ARKADAŞINA GÖNDER:
Ad Soyad:
Email Adresiniz:
Arkadaş(lar)ınızın Email Adresi:

birden fazla email adresi yazacaksanız boşluk ile ayırmalısınız.
NOTUNUZ:
Bilim ve Sanat VakfıKüre YayınlarıKlasik Yayınlarıİstanbul Şehir Üniversitesi
Hayal Perdesi © 2010 - hayalperdesi@hayalperdesi.net Yayımlanan malzemenin bütün hakları Hayal Perdesi’ne aittir. Kaynak göstererek alıntılanabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına, reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir..