Hayal Perdesinin Gözünden
Türk Sineması Araştırmaları
15.01.2016 El Club Günahkârın Binbir Yüzü Betül Durdu

Pablo Larrain, filmlerindeki eleştirel tavırları ve politik diliyle son dönem Şili sinemasında dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor. Pinochet üçlemesinde 1973-1990 arası Augusto Pinochet diktası ile yönetilen Şili’nin o dönemki halet-i ruhiyesini anlatan Larrain, bu üçlemeden sonra çektiği The Club (El Club, 2015) filminde bu kez eleştiri oklarının hedefine Katolik Kilisesi’ni oturtuyor. Geçmişinde çeşitli suçlara karışmış bir grup Katolik rahibin aynı durumdan muzdarip bir rahibenin kontrolünde kilise tarafından Şili’nin gözlerden uzak bir kasabasında, günahlarından arınmak üzere toplumdan izole edilmiş hayatlarını anlatan film, 65. Berlin Film Festivali’nde Jüri Büyük ödülünün sahibi oldu.

Filmde ışık ve karanlığın birlikteliği İncil’den alıntılanan  “Tanrı ışığın iyi olduğunu gördü ve onu karanlıktan ayırdı.”[1] ayeti bağlamında anlamlandırılarak, işledikleri cürümler sebebiyle rahipler karanlıkta bırakılır ve tanrının ışığın içinde olduğu ifade edilir. Rahiplerin ve yaşadıkları evin karanlığa hapsedilmesiyle bilinçli olarak oluşturulan karanlık ve soğuk atmosfer günahkârlık durumunun vurgulanmasını sağlarken dolaylı olarak da kiliseyi temsil etmektedir. Ancak yönetmen, karanlığın yanı sıra kullandığı doğal ışık yoluyla da tanrının varlığının her yerde olduğunu söylemeyi ihmal etmez. Işık kullanımındaki tercihleri filmde toplumsal bir kurum olarak varlığı tartışmaya açılan kilise ile ışığın temsil ettiği tanrı arasındaki farkı ortaya koyar.

Kiliseden uzaklaştırılmış rahiplerin münzevi hayatı eve yeni gelen rahip Lazcano’nun (José Soza) geçmişinin de peşinden sürüklenmesiyle bir anda ters yüz olur. Rahip Lazcano geçmişiyle yüzleşmeye dayanamayıp kendini yok ederken rahibin peşini bırakmayan geçmişi evdeki sükûnet havasını bir anda bozmuş olur böylece. Filmin başında sıradan bir emekliler evi görünümündeki mekân bu olaydan sonra rahiplerin geçmişteki cinsel istismar, çocuk kaçırma gibi suçlarından dolayı tam manasıyla bir “düşkünler” evi görünümü sunar. Yeni kilisenin Lazcano’nun intiharını soruşturmaya gönderdiği rahibin şahitliğinde evdeki herkesin geride kaldığını sandığı geçmişi önüne serilirken rahipler için bu yüzleşme zorunluluğu aynı zamanda yeni kilise karşısında bir varoluş mücadelesi haline gelir. Evde geçmişi hakkında hiç kimsenin bilgisi olmayan aklını kaybetmiş tek rahibin yaşananların dışında kalmasıyla ise yönetmen hafızası olan herkesin bir dosyası ve dolayısıyla vicdanı olduğunu hatırlatır.

Rahibin geçmişinden gelen adamın, maruz kaldığı cinsel istismarı olanca açıklığıyla anlatması ile kilisenin suçu bir anlamda yüzüne vurulur. Ancak yönetmenin de eleştirdiği üzere temel mesele, kilisenin devamlılığı ve bu noktada eski kilise ile yeni kiliseyi geçmişi kendi içlerinde kefaretlendirerek örtbas etme konusunda uzlaşı içerisinde olmasıdır. Yeni rahibin herkesin geçmişini önüne sermesiyle kilise içi bir hesaplaşma beklentisi oluşurken yüzleşme kilisenin otoritesi söz konusu olunca riyakârlığa dönüşür. Yeni ya da eski fark etmeksizin geçerli olan tek kural ise kilisenin imajının adaletin tesis edilmesinden daha önemli olduğudur. Böylelikle yönetmen Yeni Kilise’nin de ne kadar reformist olabileceğine dair kuşkucu bir bakış ortaya koyar.

Filmin hikâyesi esasında kilisenin “kimse duymadan meseleyi içimizde halledelim” tavrının değişmediğinin ve değişemeyeceğinin bir anlatımıdır. Kilisenin kesip atmaya cesaret edemediği, kangrene dönüşmüş cinsel istismar meselesinin görmezden gelinerek daha da vahimleştiğini vurgularken temel sorunun rahiplerin bu istismarları bile dine dayanarak gerçekleştirmiş olmalarında yattığına işaret eder. Kilise için esas mesele her durumda varlığını devam ettirebilmek iken yönetmen için suçluların günahlarının kefareti için masumları feda etmenin, geçmişin üzerine kapatılan kapının kilidi olup olamayacağıdır.

 

1- İncil, Yaratılış 1:4

YORUM YAZ:
Ad Soyad:
Yorumunuz:
Kalan: (Sadece 600 karekter olabilir)
ARKADAŞINA GÖNDER:
Ad Soyad:
Email Adresiniz:
Arkadaş(lar)ınızın Email Adresi:

birden fazla email adresi yazacaksanız boşluk ile ayırmalısınız.
NOTUNUZ:
Bilim ve Sanat VakfıKüre YayınlarıKlasik Yayınlarıİstanbul Şehir Üniversitesi
Hayal Perdesi © 2010 - hayalperdesi@hayalperdesi.net Yayımlanan malzemenin bütün hakları Hayal Perdesi’ne aittir. Kaynak göstererek alıntılanabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına, reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir..