Söyleşi
Mustafa Ziya Ülkenciler SÖYLEŞİ:Dilan Salkaya Dünya sinemasında önemli işler yapan yönetmen storyboard’suz iş yapmıyor, bütün hazırlıklarını önceden yapıyor, filmin matematiğini doğru dürüst kuruyor. Biz neden yapamıyoruz?
16.08.2017 Sanatın Bütün Dallarını Bilmek Gerekir

Sinan Çetin’in yok olan Dublaj filmini saymazsak, Erden Kıral’ın Dilan (1986) filmiyle sanat yönetmenliğine giriş yapan, farklı şehir ve mekânlarda onlarca resim, fotoğraf sergileri düzenleyen, Yavuz Turgul, Ömer Kavur, Derviş Zaim, Ferzan Özpetek, Atıf Yılmaz, Tunç Okan gibi sayısız usta yönetmen ile sanat yönetmeni olarak çalışan Mustafa Ziya Ülkenciler, ehli olduğu bu mesleği tanımlarken sanatın bütün dallarını da işin içerisine katıyor, tabii en çok sinemayı.  

“Sanat yönetmeni” derken sanatın her alanına vakıf olması gereken bir kişiden mi bahsediyoruz?
Dünyada bu iş, yapım tasarımcısı da denilen, “production designer” tarafından yapılıyor. Sanat yönetmenleri onlarla birlikte çalışan diğer elemanlar. Bizdekiyle alakası yok bu tanımın. Biz sinema denilen sanat dalını kendi kendimize icat etmedik. Bir Türk buluşu değil. Bize gelmiş ama bazı kavramlar yanlış gelmiş ya da biz farklı uyguluyoruz.
 
Birinci reji asistanın adı da bizde yardımcı yönetmen diye geçiyor. Bu ne biçim egodur anlamış değilim. İşin komik bir örneği hâlihazırda oynayan Vatanım Sensin dizisinin jeneriğinde. Türkçe “Yardımcı Yönetmen”, parantez içinde İngilizce “First Assistant Director” diye yazıyor. Belki benim tercüme zayıflığımdan kaynaklanıyordur.
 
Konumuza dönersek, sanat yönetmeninin resim bilgisinin olması, sanat tarihi ile ilgili bilgi sahibi olması şart. Sanatın bütün dalları ile yoğrulmuş olması gerekiyor, iyi kötü. Ama her şeyden önce tasarım özelliğinin olması lazım. Zaten bu işin başlangıcı, adı bunun üzerine kurulu: yapım tasarımcısı. Senaryoyu okuyacak, senaryonun ruhuna uygun bir tasarım yapacak. 
 
Çalıştığınız Atıf Yılmaz, Yavuz Turgul, Tunç Okan, Ferzan Özpetek gibi usta yönetmenler ile genç sinemacıları kıyasladığınızda, ne gibi farklar görüyorsunuz?
Pek çok usta yönetmenle çalıştım. Çok değer verdiğim yönetmenlerden Atıf Yılmaz’ın filmlerinde kamera asistanlığı da yaptım, sanat yönetmenliği de. Ondan çok şey öğrendim. Türkiye’de hep şikâyet ettiğim bir şey var. Storyboard’lu ne uzun metraj ne de dizi çekimi yapılmaz. Bazı reklam çekimlerini hariç tutalım. Bunun gereksiz olduğuna karar vermiş durumdayız, Batı’nın aksine. Atıf Yılmaz’ın bana söylediği şu sözü unutamıyorum: “Bu ülkede sinemanın nasıl yapılması gerektiğini değil, nasıl yapılmaması gerektiğini öğrenebilirsin ancak.” Atıf Yılmaz ve Yavuz Turgul gibi isimler senaryoya hâkimler, ekibe istediklerini iyi anlatabiliyorlar. Atıf Ağabey’in senaryo çalışırken senaryonun bir tarafına sahnenin nasıl çekileceğine dair çizimler yaptığını; Yavuz Turgul’un bütün bir gün oturup konuştuğunu, sonra anlattıklarını filme uyguladığını, ekstra hiçbir şey istemediğini gördüm. Ne görmek istediklerini biliyorlar. 
 
Ne istediğini iyi bilen yönetmen, sanat yönetmenine kolaylık mı sağlar, yoksa sanat yönetmeninin hayal gücüne ve yaratıcılığına ket mi vurur?
Okulda öğrencilerime izlettiğim bir film var. Jean-Pierre Jeunet’nin Kayıp Nişanlı (Un long dimanche de fiançailles, 2004) filmi ve filmin set arkası. Yok mu başka filmin set arkası da hep bunu izletiyorsun diyen olursa, var elbette. Ama o filmin set arkası bir ders niteliğinde çekilmiş. Dünya sinemasında önemli işler yapan yönetmen storyboard’suz iş yapmıyor, bütün hazırlıklarını önceden yapıyor, filmin matematiğini doğru dürüst kuruyor. Biz neden yapamıyoruz? Tembellikten, sallapatilikten. Set sırasında değişiklik yapamaz mı yönetmen? Tamam, yapar ama bu filmin tamamında olmaz ki. Ekip ne yapacağını, yönetmenin kafasında ne olduğunu bilmeden o sette nasıl çalışır?
 
 
(Söyleşinin tamamını Hayal Perdesi’nin 58. sayısında okuyabilirsiniz.)
 
 
Dilan Salkaya - DİĞER SÖYLEŞİLERİ:
ARKADAŞINA GÖNDER:
Ad Soyad:
Email Adresiniz:
Arkadaş(lar)ınızın Email Adresi:

birden fazla email adresi yazacaksanız boşluk ile ayırmalısınız.
NOTUNUZ:
Bilim ve Sanat VakfıKüre YayınlarıKlasik Yayınlarıİstanbul Şehir Üniversitesi
Hayal Perdesi © 2010 - hayalperdesi@hayalperdesi.net Yayımlanan malzemenin bütün hakları Hayal Perdesi’ne aittir. Kaynak göstererek alıntılanabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına, reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir..