Söyleşi
Can Ulkay SÖYLEŞİ:Dilan Salkaya Türk propaganda filmi diye eleştirildi ama bu bir sevgi hikâyesi.
05.11.2017 Savaş Değil Sevgi Hikâyesi

90. Akademi Ödülleri için Türkiye’nin adayı olarak belirlenen Ayla, 1950 yılında Kore Savaşı’na katılan Türk astsubay Süleyman ile kimsesiz Koreli kız çocuğunun yaşanmış hikâyesini perdeye aktarıyor. Çetin Tekindor, Taner Birsel, İsmail Hacıoğlu, Ali Atay, Altan Erkekli, Damla Sönmez gibi isimlerin kadrosunda yer aldığı film, savaşı dekor edinse de sevgiye ve vicdana dair bir hikâye anlatıyor. Yönetmen Can Ulkay ile iki ülkeye ve altmış yıla yayılan Ayla’nın kamera arkası süreçlerini konuştuk.   

Ayla, yaşanmış bir hikâyeden uyarlandı. Gerçek hikâyedeki astsubay ve Ayla’nın seneler sonraki buluşması birkaç yıl önce medyaya yansımıştı. Gerçek karakterleri film karakterine dönüştürmek daha mı zor?  
Biliyorsunuz filmin kahramanları hâlâ hayatta. Hem çekimden önce hem çekim sırasında hikâyenin gerçek kahramanlarıyla görüşme ve çalışma imkânı yakaladık. Gerçek karakterleri filmdeki karakterlere dönüştürmek zor değil, iyi oyuncularla çalıştığınızda bu problem olmuyor. Hele kahramanlar hayatta ise oyuncular onlardan çok şey alabiliyor ve bu, filme gerçeklik katıyor. Bu yüzden kahramanlar ve oyuncularla bir araya gelerek çalıştık. 
 
Biraz çekim sürecinden bahseder misiniz? Türkiye standartlarına göre altı buçuk ay uzun bir süre.
Bu süre çalışma günü süresi değil, filmin çekim süreci. Film için gerekli hava şartlarının beklenmesi ve yolculuk planlamaları bu sürece dahil. Altı buçuk ay, Ayla gibi filmler için normal olmalı. Filmi izlediğinizde göreceksiniz, böyle bir film ancak bu süreçte çekilebilirse kalite yakalanabilir. Türkiye standartlarının üzerinde bir film yaptık diye konuşmamalıyız, sinema standartlarında bir film yaptık. Olması gereken bu. 
 
Süleyman Amca ve Ayla’nın anlattıklarının filme nasıl bir katkısı oldu?
Süleyman Amca ile işin başlangıcından bugüne kadar konuşuyoruz ve konuşmaya devam edeceğiz. Filme hazırlanırken Süleyman Amca’nın çektiği dört yüze yakın fotoğraftan ve belgelerden faydalandık. Bu fotoğrafların üzerinden tek tek geçerek hikâyeleri topladık. Anlattıklarından mekânları ve karakterleri birer birer ortaya çıkardık. 
 
Savaş ve propaganda filmi olduğu için Türkiye’nin Oscar adayı seçildiği yönünde eleştiriler yapıldı. Peki, film dünyada nasıl karşılandı?
Gerçek hikâyeyi bilmeyenler filmi savaş filmi olarak algılayabilir, bu normal. Ayla, Oscar adayı olarak seçildiğinde, önyargıyla değerlendirilip Türk propaganda filmi diye eleştirildi. Ama gerçek şu ki, bu bir asker ile savaşta yetim kalmış küçük bir kızın hikâyesi. Evet savaş bu işin malzemesi, fonu, sesi, dekoru ama anlatılan bir sevgi hikâyesi. Türk askerine, Türk insanına dair sevgi ve vicdan hikâyesi. Filmde din, dil, ırk gözetmeyen koşulsuz bir sevgi anlatılıyor. Bu yüzden hep “Ayla bir sevgi filmidir” diyoruz.
 
 
(Söyleşinin tamamını Hayal Perdesi’nin 61. sayısında okuyabilirsiniz.)
ARKADAŞINA GÖNDER:
Ad Soyad:
Email Adresiniz:
Arkadaş(lar)ınızın Email Adresi:

birden fazla email adresi yazacaksanız boşluk ile ayırmalısınız.
NOTUNUZ:
Bilim ve Sanat VakfıKüre YayınlarıKlasik Yayınlarıİstanbul Şehir Üniversitesi
Hayal Perdesi © 2010 - hayalperdesi@hayalperdesi.net Yayımlanan malzemenin bütün hakları Hayal Perdesi’ne aittir. Kaynak göstererek alıntılanabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına, reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir..