Festival Notları: Ulusal Yarışma Filmleri 1
HAYAL PERDESİ - Festival 10.04.2015

Festival Notları: Ulusal Yarışma Filmleri 1

 
Bu yıl 34. İstanbul Film Festivali’nde Ulusal Yarışma bölümünde dokuz Türk filmi yarışıyor. Bunlar arasında Limonata, Eksik, Nefesim Kesilene Kadar, Kümes ve Kar Korsanları yönetmenlerinin ilk filmleri. Geçtiğimiz senelerle kıyasladığımız festivalin bu yılki Ulusal Yarışması’nda genç yönetmenlerin filmleri ağırlıkta. Mehmet Eryılmaz tek başına bir önceki jenerasyonu temsil ediyor diyebiliriz. İsterseniz kısa kısa yorumlarla festivalin yarışma bölümündeki Türk filmlerini tanıyalım.
 
Eksik
Barış Atay’ın yönettiği Eksik, 12 Eylül darbesinin yıkıp geçtiği bir aileyi merkezine alıyor. Bir ilk filmin mevcut problemlerini içinde barındıran yapımın en zayıf olduğu kısım, klasik 12 Eylül edebiyatına fazlasıyla saplanması. Özellikle giriş sekansında temsili bir darbe dönemi canlandırması yapılan filmde, sahneler müsamereden öteye geçmiyor. Yaratılan iyi/kötü çatışması karton karakterler ve klişe canlandırmalarla sınırlı kalıyor. Karakterlerin yetişkinlik dönemleriyle birlikte filmin anlatımı da oyunculuklar da daha derli toplu olmaya başlıyor. Girizgâhtaki canlandırmaların filme negatif bir etki yaptığını söylemek mümkün. Filmin ilerleyen dakikalarında anne ile oğul arasındaki diyalogların bazı bölümlerinin fazlasıyla didaktik, uzun ve sloganvari kaçtığını da ekleyelim. Eksik, başarılı bir ilk film değil. Fazlasıyla klişelere saplanmış. Sinemanın gereksindiği görsel dilin imkânlarını yeterli ölçüde kullanamıyor. Ama bunu hangi 12 Eylül filmi yapabildi ki diye de düşünmeden edemiyor insan. 
 
Misafir
Mehmet Eryılmaz Hazan Mevsimi filmini çektikten sekiz yıl sonra Misafir’le yeniden kurmacaya dönüş yapıyor. Filmde, dağılan bir ailenin fertlerinin hayatları üzerinden aslında hem bireysel sorunlara yer veriliyor hem de bir ailenin anatomisi çıkarılıyor. Cinsel istismar gibi bıçak sırtı bir meselenin de anlatıldığı yapımda Eryılmaz, sakin ve dengeli bir yönetim sergiliyor. Her şeyi gösterme yoluna gitmeden, ekonomik bir anlatımla derdini aktarmayı başarıyor. Çok fazla parlayan, öne çıkan bir yapım değil ancak sinemanın gereklerini başarıyla uygulayan, sade ve minimalist bir çalışma.
 
Kar Korsanları
Faruk Hacıhafızoğlu’nun Berlin’de prömiyerini yapan ilk uzun metrajlı kurmaca çalışması 12 Eylül darbesinin en karanlık zamanlarında Kars’ta yaşayan bir grup çocuğun gözünden bir Türkiye panoraması çıkarıyor. Hacıhafızoğlu, darbeye Doğu’nun en ücra köşesinden bakmakla yetinmiyor, aynı zamanda Kars’ın da bir döneminin bütünlüklü bir portresini çıkartıyor. Mimarisinden gündelik yaşantısına kadar yaşayan, içinde nefes alabileceğimiz bir şehri ve o şehirde tutunmaya çalışan insanların hikâyelerini önümüze seriyor. Karlarla örtülü bembeyaz bir mekânda siyah kömür parçalarının peşinde hayatları sürüklenen çocukların polis ve asker aracılığıyla cunta rejimiyle tanışmalarını abartıya ve ajitasyona kaçmadan aktarıyor. Sonlara doğru güç kaybederek etkisi azalsa da, Kar Korsanları Türk sinemasına geleceği çok parlak bir yönetmen armağan ediyor. Ulusal Yarışma’nın da Sarmaşık’la birlikte favorilerinden biri. 
 
Sarmaşık
Tolga Karaçelik ikinci filmi, Sarmaşık isimli gemide görev yapan altı kişinin yaşadıklarına odaklanıyor. Gemiye haciz konması sebebiyle yüz yirmi gün boyunca Mısır’da sıkışıp kalan mürettebat bir süre sonra iyice gerçeklikten kopmaya başlıyor. Karaçelik, oyuncuların da inanılmaz katkısıyla başarılı bir gerilim filmi atmosferi yaratıyor diğer yandan ise güç ve otoriteyi sorgulama imkânı yakalıyor. Alman filmi Deney (Das Experiment, 2001) gibi gücün ve iktidarın bireyi nasıl değiştirdiğini çarpıcı bir şekilde gösteren yönetmen, seyircileri gündelik hayattaki faşizmden manzaralarla karşı karşıya bırakıyor.Sarmaşık’ı esas ilginç kılan özellik ise filmin günümüz Türkiye’si ile kurduğu bağda gizli. Karaçelik’in gemi mürettebatı üzerinden bir Türkiye alegorisi sunmaya çalıştığını söylemek yanlış olmaz sanırım. Filmin finali daha incelikli ve toparlayıcı olsaymış, Sarmaşık sadece festivalin değil kuşkusuz bu yılın en ilginç Türk filmlerinden biri olabilirmiş. Bu haliyle de festivalde Ulusal Yarışma bölümünün en iyisi gibi duruyor. En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Kurgu, En İyi Erkek Oyuncu gibi dallarda filmin ödüle ulaşması öngörülebilir bir tahmin. (Barış Saydam)

 

 
ARKADAŞINA GÖNDER:
Ad Soyad:
Email Adresiniz:
Arkadaş(lar)ınızın Email Adresi:

birden fazla email adresi yazacaksanız boşluk ile ayırmalısınız.
NOTUNUZ:
Bilim ve Sanat VakfıKüre YayınlarıKlasik Yayınlarıİstanbul Şehir Üniversitesi
Hayal Perdesi © 2010 - hayalperdesi@hayalperdesi.net Yayımlanan malzemenin bütün hakları Hayal Perdesi’ne aittir. Kaynak göstererek alıntılanabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına, reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir..