Savaşın Görünmeyen Yüzü
HAYAL PERDESİ - Festival 14.04.2015

Savaşın Görünmeyen Yüzü


Yann Demange’ın ilk uzun metrajlı filmi ’71 (2014), 34. İstanbul Film Festivali kapsamında izleyicilerle buluştu. Film, 1971 yılında Kuzey İrlanda’daki Katolik Milliyetçiler ve Protestan Sadıklar arasındaki çatışmayı, IRA (İrlanda Cumhuriyet Ordusu) mensupları ve onların içindeki radikal genç militanların ayrılıklarını, İngiliz ordusu bünyesinde kurulan MRF (Askeri Tepki Kuvveti) adındaki gizli birimin çevirdiği dolapları, bir İngiliz askerini merkeze alarak sunuyor.
 
Almanya’ya gönderilmeyi bekleyen kahramanımızın da içinde bulunduğu İngiliz birlik, asayişin bozulması sebebiyle Belfast’a sevk edilir. Burada öncelikle halkın İngiliz askerlerini görmek istemediklerini belirten protestosuyla karşılaşan acemi askerler, daha sonra çıkan kargaşadan dolayı taşlanır ve zor duruma düşerek geri çekilirler.  Ancak iki asker geride unutulmuştur. Birlikten ayrı düşen, öfkeli halkın linç girişiminden zor kurtulan askerlerden biri kahramanımız Garry Hook’tur (Jack O'Connell). Genç ve çaylak olan bu asker, arkadaşının gözü önünde bir direnişçi tarafından öldürülmesiyle şiddetin gerçek yüzüne tanık olur, kendi canını zor kurtarır. Bundan sonraki kedi-fare oyununu andıran süreçte Garry’nin hayatta kalma mücadelesi başlar.
 
Sistem yönetilenler, görünürdeki yönetenler ve arka plandaki derin yapı arasında işlemektedir. Çıkar çatışmaları, kendi menfaatleri doğrultusunda hareket edenler, ikili oyunlar, kirli işler ve kimin kime hizmet ettiğinin anlaşılamadığı karmaşık ilişkiler gibi klişeler söz konusudur. Askerin hayatını önemsemeyen, onu et parçası olarak gören bir zihniyet söz konusudur. Ancak çıkarlar göz önüne alındığında durumlar değişebilir. Keza kendi sorumluluğunda olmamasına rağmen gizli birim, ipliğinin pazara çıkmasını engellemek için askeri arar. Yine radikal kesimin de yarım kalan işini tamamlamak için Garry’nin peşine düşmesiyle odak noktasında askerin esas alındığı görülmektedir. İngiliz ordusundaki sert, acımasız istihbarat birimi karşısında, bugüne kadar gördüğümüz komutanların aksine, yumuşak başlı ve hoşgörülü olarak çizilen komutan profiliyle verilen karşıtlık, özellikle final sahnesinde kendi içlerinde de bir savaşın olduğunun göstergesidir.
 

Filmin en dikkat çekici noktalardan birisi de eylemlerde en önde bulunan, şiddetin, kaos ortamının yetiştirdiği çocuklardır. Garry’e yardım eden, babası IRA tarafından öldürülmüş çocuğun koca bir adam gibi hareket etmesi ve eline silah tutuşturulan Sean’ın ölüme gidişi çarpıcıdır. Yine çocuk yaşta sayılabilecek, orduya ilk defa adımını atmış, bir piyon gibi görülen genç, tecrübesiz askerlerin şaşkınlığı, yapılan haksızlıklar karşısındaki çaresizliği de onların bünyelerinde açılan birer yaradır.  İkili karşıtlıklar arasında denge kurmaya çalışan yönetmen, ışık ve kamera kullanımıyla karanlık, insanı rahatsız eden bir atmosfer oluşturarak gerilimi artırmaya çalışır. Tarafsız kalmaya çalışan ancak soruna da çözüm üretemeyen film, senaryodaki boşluklar ve bazı klişeleriyle vasatın üstüne çıkamaz.  

ARKADAŞINA GÖNDER:
Ad Soyad:
Email Adresiniz:
Arkadaş(lar)ınızın Email Adresi:

birden fazla email adresi yazacaksanız boşluk ile ayırmalısınız.
NOTUNUZ:
Bilim ve Sanat VakfıKüre YayınlarıKlasik Yayınlarıİstanbul Şehir Üniversitesi
Hayal Perdesi © 2010 - hayalperdesi@hayalperdesi.net Yayımlanan malzemenin bütün hakları Hayal Perdesi’ne aittir. Kaynak göstererek alıntılanabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına, reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir..