Türvak Sinema Tiyatro Müzesi ve Sanat Kitaplığı
HAYAL PERDESİ - Gündem 18.05.2011

Türvak Sinema Tiyatro Müzesi ve Sanat Kitaplığı

İcat edildikten bir yıl sonra Türkiye’ye gelen sinema, saraydan sonra Türkiye’yi iyi bir pazar olarak gören yabancı uyruklu girişimciler tarafından halkın beğenisine sunulur. Zaman içinde Türk girişimciler de ticari kazanç sağlamak amacıyla Beyoğlu’na arka arkaya sinema salonu açarlar. Sinema, bir süre sadece seyir amaçlı işlev görür, sonra ordunun desteğiyle film üretim aşamasına geçilir; kısa belgeseller ve kurmaca filmler çekilir. Dünya savaşları teknik yetersizlikler, Avrupa ve Amerika merkezli filmlerin piyasaya egemen olması, yerli film üretimini olumsuz etkiler. Tiyatro merkezli veya Mısır filmleri benzeri melodramlar, edebiyat uyarlamaları, yabancı filmlerin yerli versiyonları çevrilir; özel yapım şirketleri kurulur. Batı’da sinema yahut fotoğraf eğitimi almış birkaç yönetmenin sinemasal öğeler taşıyan ilk filmleri, dikkatleri yerli sinemanın üzerine çekmeyi başarır. Yurtiçi film şenliklerinde ödüllerle hareketlenen film piyasası, sinemacılar dönemine hazırlanmış olur. Sinemacılar döneminde star oyuncular ve usta yönetmenlerin filmleri seyircinin beğenisini kazanırken, Türk sinemasının farklı türlerde ilk yapımları da ortaya çıkmaya başlar. Türk sinemasının gelişme gösterdiği bu yıllarda çeşitli akım tartışmaları, sansür, maddi zorluklar, kurumsal bir yapının oluşmaması, darbeler, televizyon dönemi, “aile filmi” anlayışından kopan sinema dışı filmler gibi pek çok faktör Türk sinemasının üretimini sekteye uğratır. Buna rağmen üretimi belli bir seviyede tutmayı da başarırlar.

 

Ancak bunlar arasında özellikle ilk dönemlere ait filmler, bunların şirket kayıtları, senaryo notları, lobileri, afişleriyle birlikte süreli sinema yayınları gibi materyaller, sinema ticari bir meta olarak düşünüldüğünden, arşivlenmeyerek sahipsiz bırakılır. Oysa sinema bir sanat olmasının yanında toplumsal geçmişin izlerini takip edebileceğimiz bir kültür mirasıdır. Üstelik geçmiş yıllarda Türk filmi arşivciliği konusunda yaşanan sıkıntılar da ortadadır. Örneğin ordunun desteğiyle kurulan ve gerçek anlamda ilk “arşiv” diyebileceğimiz kurumun,  Ordu Film Arşivi’nin başına gelenler herkesçe bilinmektedir. Ordu Film Arşivi’nde saklanan filmlerin bazılarının, dünya savaşları sırasında İstanbul’dan Ankara’ya taşınırken kaybolduğu pek çok kaynakta yazar.

 

1950’li yılların sonunda, belediyenin aldığı bir kararla yapım şirketlerinin filmleri İstanbul’da bir depoda toplanır. Ancak dikkatsiz bir bekçinin yol açtığı yangınla filmler kül olur. Yerli ve yabancı filmlerle kamuya açık bir arşiv oluşturan Sinematek ise darbe yüzünden faaliyetlerini sonlandırmak zorunda kalır. Sonraki yıllarda Ordu Film Arşivi muhafaza ettiği filmleri İstanbul’daki Türk Film Arşivi’ne devreder. Ancak Türk Film Arşivi sadece araştırmacılara ve öğrencilere açıktır. Günümüzdeyse son yıllara ait bazı filmler Kültür Bakanlığı tarafından alınarak saklanmaktadır. Ama bu arşiv de geçmişten günümüze oluşan boşluğu gidermek hususunda yetersiz kalmaktadır.  

 

Türvak Sinema Tiyatro Müzesi ve Sanat Kitaplığı

Film arşivi konusunda bu denli sıkıntı yaşanırken Erler Film desteğiyle faaliyet gösteren Türvak Sinema Tiyatro Müzesi ve Sanat Kitaplığı, ülkemizin sinema mirasını ortaya koyma çabasıyla önemli bir eksiği kapatmaya çalışıyor. Geçtiğimiz aylarda Kavacık’tan sinemanın kalbi Beyoğlu’na taşınan müzede, sinema ve tiyatro sanatının ilk yıllarına ait kameralar, film gösterim cihazları, oyuncu kostümleri, sanatçı portreleri yer alıyor. Bunların dışında müzede bir sinema salonu da mevcut, ancak sadece Erler Film’in film arşivlerinden yararlanılmakta. Sanat kitaplığının arşivinde sanata dair belgeler, süreli yayınlar, kitaplar ve kataloglar da bulunmakta.

 

Sinemamız özelinde düşündüğümüzde, genç kuşakları ellerindeki materyallerin imkân verdiği ölçüde Türk sinemasının geçmişine taşıyan müzenin önemi yadsınamasa da bu çaba Türk sineması arşiv çalışmaları için yolun başı sayılır. Ne yazık ki kendi bünyesinde de eksiklikler taşıyan müzede sinemamızın ilk yıllarına ait filmlere, süreli yayınlara, film albümlerine, usta yönetmenlere, teknisyenlere yahut kamera arkasındaki film ekibine dair bilgilere ulaşılamıyor. Oysa Türk sineması deyince akla sadece afişler, oyuncu portreleri, lobiler gelmemeli. Örneğin Türk sinemasına emek vermiş oyuncuların, yönetmenlerin ses kayıtlarına, filmlerde aldıkları notlara, filmlere ait dokümanlara ulaşmak, bu şekilde bir filmi ve bir yönetmeni tanımak, tanıtmak önemli. Dileğimiz, açılan bu müzenin ve benzer mekânların yıllar içinde daha da gelişerek ve eksikliklerini gidererek gelecek nesillere aktarılması… (Esra Tice)

 

ARKADAŞINA GÖNDER:
Ad Soyad:
Email Adresiniz:
Arkadaş(lar)ınızın Email Adresi:

birden fazla email adresi yazacaksanız boşluk ile ayırmalısınız.
NOTUNUZ:
Bilim ve Sanat VakfıKüre YayınlarıKlasik Yayınlarıİstanbul Şehir Üniversitesi
Hayal Perdesi © 2010 - hayalperdesi@hayalperdesi.net Yayımlanan malzemenin bütün hakları Hayal Perdesi’ne aittir. Kaynak göstererek alıntılanabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına, reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir..