Devrimcilerin Sukutuhayali
HAYAL PERDESİ - Gündem 24.05.2016

Devrimcilerin Sukutuhayali

 
1968’den sonra İtalya’da var olan öğrenci örgütlenmeleri dışında farklı öğrenci hareketleri ve Autonomia Operaira (İşçilerin Özerkliği) gibi sendikadan bağımsız işçi hareketleri görülmeye başlandı. Bu hareketler geleneksel liderlik anlayışlarına anarşizmden beslenen bir itiraz getiriyordu ve geleneksel örgütlenmeyi dönüştürmeye yönelikti. Taviani Kardeşlerin çektiği Aziz Mikail’in Bir Horozu Vardı (San Michele Aveva un Gallo, 1972) ve Allonsanfan (1974) filmleri, bu yeni hareketlerin hiyerarşik kurumlara ve liderlere karşı güvensizliği yansıtır.
 
Aziz Mikail’in Bir Horozu Vardı, aristokrat bir ailede yetişen, Giulio Manieri’in enternasyonalist militanlarla İtalyan taşrasında halkı devrim için örgütlemeye çalışmasını ve bunun sonucunda başlayan hapishane hayatını anlatır. Tolstoy’un “İlahi ve İnsani” hikâyesinden uyarlanan film, küçük Giulio Manieri’nin bir odaya kilitlenmesiyle başlar. Giulio’nun odada rahatlamak için okuduğu tekerleme filme ismini verir. Filmin sonuna doğru hücre hapsinden çıkan Giulio, kayıkla hapishanesine taşınırken genç sosyalistlerle karşılaşır. Genç sosyalistler devrimin işçi sınıfından geleceğini savunur, ancak Giulio’nun hapishane deneyimi -küçükken kapatıldığı odayı hatırlarsak- devrimcilerle halk arasındaki ilişkiye şüpheyle yaklaşmasına neden olur. İki kuşak arasındaki çatışma, yaşlı Giulio’nun kayığı sürerek gençlerin kayığına yetişme çabalarıyla aktarılır.
 
Allonsanfan Restorasyon Dönemi’nde Jacoben bir devrimcinin hapisten sonraki hayatını anlatır. Fulvio İmbriani devrimci ideallerden vazgeçip oğluna ve aşka bağlı birine dönüşmüştür. Eski yoldaşlarından kurtulmak ister, ancak devrimci arkadaşları hayalet gibi onu takip eder ve onu devrimi başlatacakları diyarlara giden gemiye bindirmeyi başarırlar. Fulvio’nun arkadaşı Tito, geleneksel liderlik anlayışını ve Jakobenizmi ortaya koyan sözler eder: “Ancak halkın uyuduğu ve bizim uyanık olduğumuzu düşündükçe rahat edebiliyorum.” Oraya vardıklarında “Halk için” işaretini verseler de bekledikleri “Halk ile” parolasını işitmezler.
 
Her iki filmde, devrimciler aristokrat bir geçmişe sahiptir ve kendi yoldaşları içinde yalnızlaşırlar. Filmlerin sonunda devrimci yoldaşlarıyla aralarında buldukları mesafe, Giulio ve Fulvio’nun eski ideallerine duydukları güvenin tükenmesine neden olur. Her iki devrimcide devrim yapmayı istedikleri yerlerde halkla kuracakları potansiyel bağın ipuçları vardır, ama bu bağ kurulamaz. Giulio’nun gittiği kasabada bir genç onlara sempatisini göstermek için uzun uzun bakar ve bir kız hazineden çıkan buğdayları taşır. Fulvio’nun gittiği ülkede ise bir isyan başlar, ancak bu isyancı grup asla devrimci Jakobenlerle buluşmaz.
 
Aziz Mikail’in Bir Horozu Vardı ile Allonsanfan halkın kendini idare etmesini ve devrimci liderlerin rollerinin tükendiğini göstermesiyle, yetmişlerde İtalya’daki sosyal hareketliliklerin lider kültüne ve öncülere duydukları inançsızlığa dayanır. İki filmde de başkarakterler, ideallerinin kefaretini ödeyip bunlardan vazgeçerek insanların artık inanmadığı lider rollerini sorgular. (İsmail Önder)
 
ARKADAŞINA GÖNDER:
Ad Soyad:
Email Adresiniz:
Arkadaş(lar)ınızın Email Adresi:

birden fazla email adresi yazacaksanız boşluk ile ayırmalısınız.
NOTUNUZ:
Bilim ve Sanat VakfıKüre YayınlarıKlasik Yayınlarıİstanbul Şehir Üniversitesi
Hayal Perdesi © 2010 - hayalperdesi@hayalperdesi.net Yayımlanan malzemenin bütün hakları Hayal Perdesi’ne aittir. Kaynak göstererek alıntılanabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına, reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir..