Biyografik filmler, sinema tarihi içerisinde önemli bir yere sahiptir. Akademi’nin her daim el üstünde tuttuğu bu tür filmlerin yarışta da avantajlı olduğunu söylemek sanırım yanlış olmaz. Keza 2015 Oscar Ödülleri’nde yarışan The Imitation Game, Her Şeyin Teorisi (The Theory of Everything), Özgürlük Yürüyüşü (Selma), Foxcatcher, Yaban (Wild), Keskin Nişancı (American Sniper) gibi biyografik filmlerin birçoğunun törenden eli boş dönmemesi, bu görüşün bir tezahürü. Bunlar arasında ise “En İyi Uyarlama Senaryo” ödülünü alan The Imitation Game sekiz dalda aday gösterilmesiyle dikkatleri üzerinde topladı.
“Makineler düşünebilir mi?” sorusunu ortaya atan, “yapay zekâ” ve modern bilgisayarın fikir babası sayılan, yirminci yüzyılın en önemli matematikçilerinden Alan Turing’in hayat hikâyesinden uyarlanan İngiliz yapımı film, Nazi Almanyası’nın II. Dünya Savaşı sırasında şifreli haberleşme aracı olarak kullandığı Enigma’nın çözümlenmesini anlatıyor. Alan Turing’in öğrencilik yılları, savaş yılları ve savaş sonrası olmak üzere üç koldan verilmeye çalışılan hayatı Enigma’da düğümlenip kalıyor. (Rüveyda Temel)
-Yazının devamı Hayal Perdesi 45. sayıda-