Hayal Perdesinin Gözünden
Türk Sineması Araştırmaları
26.02.2011 İz Peşinde İz Peşinde Kültigin Kağan Akbulut

Joel ve Ethan Coen kardeşlerin son filmi İz Peşinde (True Grit, 2010), İhtiyarlara Yer Yok (No Country For Old Men, 2007) ile türe yakınlaşmış olsalar da ikilinin western türünde çektikleri ilk film. Bu seneki Oscar ödüllerine on dalda aday olup, ABD yaz gişelerinde öne çıkarak senenin iddialı filmlerinden biri olan İz Peşinde, 1878 Arkansas’ında geçen bir western hikâyesi. Charles Portis’in aynı adlı 1968 basımı romanı sadece Coenler’e değil, 1969 yılında Henry Hathaway’in çektiği, John Wayne’nin oynadığı (Wayne’e de tek Oscar’ını kazandıran) filme de esin vermiş.

İz Peşinde, Mattie Ross karakterinin 1928 yılında (yani büyük bunalımın başlangıcında) 14 yaşındayken başından geçenleri anlatmasıyla başlıyor. 1878 yılında (yine önemli bir tarih, Amerikan İç Savaşı’nın sonu) babası, Tom Chaney adlı biri tarafından öldürülen Mattie Ross kimsenin babasını umursamadığını, kanun koyucular için Tom Chaney’den önce birçok suçlunun önde olduğunu öğrenince ipleri eline alır, Federal kanun adamı Rooster Cogburn’ü babasının katilini bulup adalete teslim etmesi için tutar. Aynı katilin peşindeki Texas Ranger LaBoeuf’un da aralarına katılmasıyla Kızılderili bölgesinde takip başlar.

Coenler’in filminden önce filme kaynaklık eden Charles Portis’in romanına göz atmakta fayda var. Portis uzun yıllar hem ulusal hem de yerel medyada gazetecilik yapmış, editörlük görevlerinin yanı sıra doğum yeri de olan Arkansas’tan yerel haberler geçmiş bir isim. Yazar, ABD toprağının insanını doğru yerlerden yakalaması sayesinde edebi çalışmalarıyla da takdir toplamış. Portis’in romanını okumadım, fakat Coenler’in filmini izlerken “kaynak eser”in filmin ruhunda önemli bir yer tuttuğunu hissetmek zor değil. Coenler de Berlin Film Festivali’ndeki basın toplantılarında John Wayne’in oynadığı filmi küçükken izlediklerini, asıl kaynak olarak romanı ele aldıklarını belirtmişler.

Film, romanın açılış cümleleriyle başlıyor: “İnsanlar genç bir kızın kış vakti evini arkada bırakıp babasının intikamını almak için yollara düşeceğine inanmayabilir, ama gerçekten oldu bu.” Mattie’nin western dünyasında elinin hamuruyla neden böyle bir işe kalkıştığını tek bir sebeple özetlemek zor. (Kendisi annesinin hasta, erkek kardeşinin ise çok küçük olduğunu söylüyor.) Fakat Mattie’nin ABD’nin liberal tandanslı presbiteryen kilisesine mensup olduğu, iç savaş sonrası esen özgürlük rüzgârı, kovboyluk müessesesinin dönem içinde kıymetinin düşmesi gibi unsurlar eklenince Mattie’nin güdülerini anlamak biraz daha kolaylaşır. Aynı şekilde yazar Charles Portis’in kendi döneminin liberal hareketleriyle bağı ve romanını da 1968 yılında basması Mattie’yi anlamak için önemli noktalar.

Ciddi Bir Adam (A Serious Man, 2009) filminin açılışındaki Dybbuk sahnesi dışında yirminci yüzyılın dışına çıkmayan Coenler için İz Peşinde ilk bakışta uzak bir hikâye gibi gözüküyor. Bunda Clint Eastwood’un Affedilmeyen (Unforgiven, 1992) ile western türünü büyük bir saygıyla kapatması ve 2010 yılında western çekmenin anlamının (ya da anlamsızlığının) sorgulanması da etken. Fakat Portis’in hikâyesine bakıldığında Coenvari havayı sezmemek mümkün değil. Yirmi yıldır Amerikan toprağının tuhaflıklarını anlatan Coenler için İz Peşinde hiç de anlamsız kaçmıyor.

Türden devam edersek… Clint Eastwood’un atının üzerinde duramayan kovboyuyla ağıt yaktığı western, Coenler’in elinde türün içine dâhil edip etmemekte tereddüde düşülecek bir hale bürünüyor. Ketumluğu, az buçuk bilgeliği ve cesaretleriyle öne çıkan kovboylar Coenler’in elinde geveze, eski eşlerinin dedikodusunu yapan, belirli bir ahlâk anlayışından yoksun bir düşmüş karaktere bürünüyor. Mattie, Rooster’a cesaretinden dolayı onunla çalışmak istediğini söylüyor. Aynı şekilde benzer bir konuşma da LaBoeuf ile aralarında geçiyor. Fakat mesele bir yerde gerçek cesaretin (“True Grit”) ne olduğunu sorgulamaya kadar varıyor. Bu nedenle karşımızda western karakterleri değil, western dönemine savrulan Coen karakterleri çıkıyor.   

Rooster, LaBeouf ve Ross filmin üç sacayağı. Biraderler merkeze genç kızı koysalar da üçlünün arasında yaşanan gerilim filmin ana direnç noktası. İz Peşinde’nin ülkemizde tutmaması anlayışla karşılanabilir. Karakterler arası ilişkilerin ABD toplumundaki referans noktaları bizim uzak kalığımız meseleler. Fakat hikâyenin üçlüsünün meseleleri referanslar olmadan da etkileyici.  

YORUM YAZ:
Ad Soyad:
Yorumunuz:
Kalan: (Sadece 600 karekter olabilir)
ARKADAŞINA GÖNDER:
Ad Soyad:
Email Adresiniz:
Arkadaş(lar)ınızın Email Adresi:

birden fazla email adresi yazacaksanız boşluk ile ayırmalısınız.
NOTUNUZ:
Bilim ve Sanat VakfıKüre YayınlarıKlasik Yayınlarıİstanbul Şehir Üniversitesi
Hayal Perdesi © 2010 - hayalperdesi@hayalperdesi.net Yayımlanan malzemenin bütün hakları Hayal Perdesi’ne aittir. Kaynak göstererek alıntılanabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına, reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir..