Hayal Perdesinin Gözünden
Türk Sineması Araştırmaları
07.08.2015 Aç Kalpler Modern Ailenin Tüketim Nesnesi “Çocuk” Betül Durdu
Saverio Costanzo’nun yönettiği Aç Kalpler (Hungry Hearts, 2014), tesadüfen bir restoranın tuvaletinde tanışıp evlenen ve daha sonra çocuk sahibi olan Jude (Adam Driver) ve Mina’nın (Alba Rohrwacher) tuhaf ebeveynlik hikâyesini anlatıyor. Tanışmalarından çocuk sahibi olmalarına kadar geçen süreyi yönetmenin hızlı bir biçimde geçiştirmeyi tercih ettiği film, çiftin ebeveyn olana kadar uyum içindeki ilişkilerinin bir bebek sahibi olacaklarını öğrenmeleriyle birlikte içine düştüğü çatışmayı gözler önüne seriyor. Bu yüzden açılışında klişe bir aşk hikâyesi anlatacağı izlenimi uyandıran film, olayların umulmadık bir yönde seyretmesiyle gerilim dolu, sıra dışı bir hikâyeye dönüşüyor.
 
Mina’nın bebeğin zarar göreceği korkusuyla dışarı çıkmayı reddetmesi evi filmin neredeyse tek mekânı haline getirirken bu durum filmdeki klostrofobik havanın yaratılmasında en önemli etken. Yönetmen, sıklıkla yakın plan ve geniş açılı çekime başvurarak karakterlerin duygu durumlarını vurgulu bir şekilde yansıtıyor. Nitekim yönetmen ve oyuncuların yaratılan karakterleri bu derece vurgulaması sayesinde 71. Venedik Film Festivali’nde başrol oyuncuları En İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Kadın Oyuncu ödüllerinin sahibi oldu.
 
Mina falcıdan bebeğinin üstün özelliklere sahip indigo çocuklardan biri olduğunu öğrenir. Günümüzde indigo çocukların özel, sıra dışı ve bazen doğaüstü özelliklere veya yeteneklere sahip olduklarına inanılıyor. Zira bunun sebepleri arasında aklın kutsandığı bir çağda ebeveynlerin çocuklarının aptal olmasından korktukları gerçeği var. Hiçbir bilimsel temeli olmayan bu inanç, ebeveynlerin özel bir çocuğa sahip oldukları duygusuyla kendi egolarını rahatlatmaktan ibaret görünüyor. Tabii filmden yola çıkarak bebeği sürekli hasta olarak nitelendiren modern tıbbın güvenirliğinin de sorgulanabilmesi bir ihtimal. Film, çiftin bebeklerinin indigo olup olmadığı meselesinden ziyade Jude ve Mina’nın bebeğe karşı sergiledikleri farklı tutumlara odaklanıyor. Ağır diyetlerden ibaret Mina’nın bakım tarzı neticesinde bebek yeterince gelişemeyince Jude ve Mina’nın karşı karşıya geldiği gerilimli bir süreç başlıyor. Jude’un tüm karşı koymalarına rağmen Mina’nın ısrarla bebeği için en iyisini kendisinin bildiğini iddia etmesi hikâyeyi bir çıkmaza doğru sürüklerken bir yandan da aşırı sevginin, muhatabını ölüme götürecek kadar, kişiyi nasıl körleştirdiğine şahit oluyor. Mina’nın bebeğine olan sevgisi, ona zarar verdiğini görmesini engelleyecek yoğunlukta. Bebeği adeta kendinin bir uydusu olarak gören Mina, onun birey olduğu ve bedenine saygı duyması gerektiği gerçeğini görmezden geliyor. Bebeğin seçim yapma iradesine sahip olmaması, Mina’nın bebeğini kendinin devamı olarak görmesine ve Jude’a karşı dayatmacı tavrına sebep oluyor.
 
Mina’nın bebeğe karşı tutumunun arka planına baktığımızda kendi bilinçaltındaki “özel biri olma” dürtüsünü yansıtmada bebeğini ayna olarak kullandığı görülebilir. Aslında Mina, kendisinin özel olduğunu söyleyemediği için bebeğini öne sürüyor. Özel olma durumuna dayanak olarak yalnızca falcının söylediklerini ve hislerini ortaya koyması her şeyin aslında Mina’nın arzularından ibaret olduğunun bir göstergesi niteliğinde. Küçük yaşta annesini kaybeden, babasıyla artık bir bağı kalmayan Mina’nın tüm bu aşırı tutumlarının temelinde duygusal yalnızlığı ve dolayısıyla tatmin edemediği yanları var. Çünkü Mina, anneliği öncesinde Jude’un gerisinde ve pasif bir karakter iken sonrasında annelik vasfını kullanarak bebek üzerinden otoritesini sağlamaya çalışıyor.
 
Bebek, ebeveyn olana kadarki ilişki evrelerini görünürde sorunsuz atlatan çiftin sevgi dolu birlikteliklerinin esasında hiç de öyle olmadığını ortaya çıkaran katalizör etkisi gösteriyor. Bu sebeple Mina aile olmak yerine yalnızca kendisi ve bebeği için bir evren yaratıp Jude’u dışarıda bırakıyor. Jude’un pasif kalması ona bir çeşit çocuğunun hayatını kurtarmaya çalışan masum baba imajı kazandırmakla birlikte filmin bir eksiği olarak Jude’un yöntemlerinin ve dayanaklarının sorgulanması imkânsız hale geliyor. Her iki karakterin de kendi uzmanlarının doğrularını uygulama konusundaki ısrarları “Acaba gerçekten umursanan bebek mi yoksa kimin sözünün geçerli olacağı mı?” sorusunu akla getirirken, bebeğin çiftin hayatında kendi tarzlarını yansıtacakları bir tüketim nesnesi olup olmadığı da ihtimaller arasında.
 
Aç Kalpler, her şeyin hızlıca tüketildiği çağımızda birbirini de tüketmiş bir çiftin ilişkileri süresince üretebildikleri tek şey, çocuğu da yıllarca muhatap olacakları ortak bir tüketim aracı olarak görmeleri olarak okunabilir. Saverio Costanzo film süresince Mina karakterini olumsuzlarken finale koyduğu birbirinin aynısı fakat Jude ve Mina’nın ayrı yaşadığı sahneyle tarafsız olduğunu hissettirirken –eğer bir taraf varsa- seçme hakkını seyirciye bırakıyor.
YORUM YAZ:
Ad Soyad:
Yorumunuz:
Kalan: (Sadece 600 karekter olabilir)
ARKADAŞINA GÖNDER:
Ad Soyad:
Email Adresiniz:
Arkadaş(lar)ınızın Email Adresi:

birden fazla email adresi yazacaksanız boşluk ile ayırmalısınız.
NOTUNUZ:
Bilim ve Sanat VakfıKüre YayınlarıKlasik Yayınlarıİstanbul Şehir Üniversitesi
Hayal Perdesi © 2010 - hayalperdesi@hayalperdesi.net Yayımlanan malzemenin bütün hakları Hayal Perdesi’ne aittir. Kaynak göstererek alıntılanabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına, reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir..